Çikolatalı Fındık Ezmesi
Pazartesi sendromuna girmediğim bir mesleğim var. Şanslıyım, biliyorum. Ancak ne yazık ki Fethiye’mi bırakıp gelmek, birkaç gün süren şok etkisi yaratıyor üzerimde. Öte yandan, kendimi ait hissettiğim bir yer var orada. İstanbul’da geçici olarak misafir olduğumu biliyorum. Bunu hissedebildiğim için de şanslı sayıyorum kendimi. Evimden çok güzel haberler getirdim. Kayısı fidanım neredeyse 3 metreyi geçmiş. Bu sene meyve için erken ama seneye şenlik var belli ki. Kumkuatlar, toplam 3 fidanda, 50 adet kadar olmuşlar. Kasım’da gittiğimde reçel için hazır olacaklar. Bu defa duvar dibine nane de ektim, beklemedeyim:) Basit bir ege kasabasına taşınma aşkı değildir Fethiye. Kendi içinde mucizeleri vardır. Yüzde yüz yaşadığı, dolu dolu 10 ay vardır. Kalan iki ayda kendini nadasa bırakırsın. Hayalini kurduğunuz iyi niyetten yaratılmış insanlar, tahmin edemeyeceğiniz bir refah seviyesine sahiptir. Oturup sohbet ettiğinizde bazen kendinizden utanırsınız. Onlar için saygının karşılığı, siz arabayla geçerken, onun keçi sürüsüyle karşılaşırsanız, arabanızı sağa çekmeniz ve onlara selam vermenizdir. İstanbul’da tamamlamam gereken bir vade var. Sorumluluk, birlik olma, öğretiler ve tecrübe. Hepsinin yanına birer tik attığım gün kavuşacağım evime. Oradayken özlediğim tek şey yeni …