Month: Eylül 2016

Fıstık Ezmeli ve Muzlu Pay

Her fotoğraf karesi, her reçete, her malzeme benim için çok değerli. Ancak öyle tatlar var ki, o anlarda ben, ben değilim:) Sadece fıstık ezmesiyle daha fazla haşır neşir olabilmek için tam 10 saattir aynı çekimi yapıyorum. Vazgeçmesi zor bir de meyve var. Sanıyorum denemediğim versiyonu, tatmadığım hali kalmadı muzun. Daha önce hiçbir yerde rastlamadığım bir şey daha denedim. Muz reçeli… Pürüzsüz bir kıvamı var. Daha çok marmelat diyebiliriz. Isı ile temas etmesi sebebi ile inanılmaz güzellikte bir rengi yok ancak, ölmeden önce yenmesi gereken ilk beş madde arasına girebilir şüphesiz. Peki fıstık ezmesi ile buluşunca neler olur? Hamuru alışılmış pay hamurlarının aksine çok sert değil. Dolayısı ile açmak ve şekil vermek çok daha kolay. Dolgu malzemesine göre dilediğiniz baharatla aromalandırabilirsiniz. Afiyet olsun:)    Malzemeler:  Hamur için; 2 cup un 1 tbsp toz şeker ½ tsp tuz ½ tsp tarçın 230 gr tereyağı (soğuk, küp küp kesilmiş) 6-7 tbsp su (soğuk) 1 yumurta akı Muz reçeli için; 6 adet muz (büyük boy) 50 gr bal 50 gr süt ½ limon suyu 1 adet vanilya çubuğu  Krema …

Çiya Tohumlu Goji Bar

Çoğu zaman şu astroloji meselesi kafamı bulandırıyor. Yalnızca mistik tespitlerden ibaret olmadığının farkındayım. Başka bir görüş açısıyla, tesadüflerden ibaret bir tez olmadığının da. Yer çekiminin bir elma ile kabul gördüğünü varsayarsak, gezegenlerin hareketlerinin de, psikolojik ve fiziksel karakterlerimizi etkiliyor olması çok fantastik gelmiyor. Peki burcumuzun hayatı kolaylaştıran yönleriyle bu denli barışıkken, bizi yoran taraflarını çöpe mi atmalı? :) Şahsen şu evine fazla bağlı olma durumu, sevdi mi Roma’yı yakan, vazgeçti mi silip atan ruh hali, ömür boyu balık etine mahkum eden yemek aşkı ve diğerleri. Kabullendik mi? Tabii ki… Kendimizi böyle de sevdik mi? E illa ki… O halde, yaz aylarında bıraktığımız ipin ucunu sıkıca tutma zamanı. Ana öğünlerde sıkıntıya girmek yerine, ara öğünleri eğlenceli hale getirince, yolu yarı yarıya kat etmiş oluyorum. Genellikle tahıl veya yemiş barları severek tükettiğimi söyleyemem. Yaptığım spor çok ağır olmadığından, protein içerikli ürünleri de tercih etmiyorum. Yani yine eşittirin diğer tarafına kalan, kendi mutfağıma girmek oluyor:) Yalnızca faydalı yağları içeren, lezzetine benim bile şaşırdığım bir reçete var bu defa. En fazla yarım saatinizi alacak ve buzdolabında 1 hafta rahatlıkla …

Çikolatalı Fındık Ezmesi

Pazartesi sendromuna girmediğim bir mesleğim var. Şanslıyım, biliyorum. Ancak ne yazık ki Fethiye’mi bırakıp gelmek, birkaç gün süren şok etkisi yaratıyor üzerimde. Öte yandan, kendimi ait hissettiğim bir yer var orada. İstanbul’da geçici olarak misafir olduğumu biliyorum. Bunu hissedebildiğim için de şanslı sayıyorum kendimi. Evimden çok güzel haberler getirdim. Kayısı fidanım neredeyse 3 metreyi geçmiş. Bu sene meyve için erken ama seneye şenlik var belli ki. Kumkuatlar, toplam 3 fidanda, 50 adet kadar olmuşlar. Kasım’da gittiğimde reçel için hazır olacaklar. Bu defa duvar dibine nane de ektim, beklemedeyim:) Basit bir ege kasabasına taşınma aşkı değildir Fethiye. Kendi içinde mucizeleri vardır. Yüzde yüz yaşadığı, dolu dolu 10 ay vardır. Kalan iki ayda kendini nadasa bırakırsın. Hayalini kurduğunuz iyi niyetten yaratılmış insanlar, tahmin edemeyeceğiniz bir refah seviyesine sahiptir. Oturup sohbet ettiğinizde bazen kendinizden utanırsınız. Onlar için saygının karşılığı, siz arabayla geçerken, onun keçi sürüsüyle karşılaşırsanız, arabanızı sağa çekmeniz ve onlara selam vermenizdir. İstanbul’da tamamlamam gereken bir vade var. Sorumluluk, birlik olma, öğretiler ve tecrübe. Hepsinin yanına birer tik attığım gün kavuşacağım evime. Oradayken özlediğim tek şey yeni …